Turizm sadece otel ya da acentadan ibaret değildir. Taşımacısından, rehberine oradan restorancısına hatta tarım ve tekstil üreticisine, otel inşa eden mütehahitine kadar geniş bir paydaş yelpazesi vardır
Bu paydaşların karşılaştığı sorunlar sektörü olumsuz etkileme gücüne de sahiptir. Şu ya da bu şekilde faaliyet alalarını turizme çevirmiş tüm firmalar için yatırım da, gelişme de, arge ve işletmesel meselelerde muhatap bir tek merci olmalıdır. Bütün paydaşları kucaklama yetkisinde, turizm bakanlığından ve siyasetten uzak tutulmuş, kendi temsilcilerini kendisinin seçebildiği bir sektörel yapı oluşturulmalıdır. Bu yapı Turizm Ticaret Odaları olabilir, ya da kanunlarla ve yönetmeliklerle güçlendirilmiş bir birlik yapısıda olabilir. Mevcut sistem de ticaret sanayi odalarının altında turizm için kurulmuş küçük komisyonlar ve/veya turizm bakanlığının; merkezden uzak yönetimine maruz bırakılan sektör, yurt içi ve yurt dışı gelişmelere anında refleks gösterememektedir. Devlet hantallığının bazen 1 günlük gecikmesi bile milyon dolarlara maal olabilmektedir. Bu sebeple birlik ya da oda yapıları turizm bölgelerinde konuşlanmalı, her bölgede bağımsız haraket edebilen ama merkezde oda merkezine bağlı halde olmalıdır. Ülkemizde turist alabilen her il, ilçe, mahalle yada kırsal alan için ayrı ayrı 1’e 5000 ölçekli haritalarda turizm alanları tespit edilmelidir. Tespit edilen her alanda o yerin özellikleri dikkate alınarak sosyal donatılar, konaklama, gezi ve yeme içme alanları için planlama yapılmalıdır. Planlama esnasında gelecek 20 yıl esas alınmalı, turist trafiği bugüne göre değil yapılanma sonrasında oluşacak potansiyelin 20 yıl sonraki hali ile planlanmalıdır. Aksi halde her yıl revize edilen bir plan hiç bir işimize yaramayacaktır. Planlama yapılırken; deniz-kum-güneşin yanı sıra doğa turizmi, dağ turizmi, fotoğraf turizmi, inanç turizmi, gastronomi turizmi, toplantı ve kongre turizmi gibi çeşitlendirilmiş her turizm destinasyonu taranmalıdır. Bütün ülkede tespit edilen turizm alanlarına bağlı bulunduğu yerel yönetimlerle koordineli bir şekilde imar değişimine tabii tutulmalıdır. 3-MESLEKİ EĞİTİM Turizmde eğitim sadece orta kademe personel ya da alt kademe personel için değil, yatırımcı, işletmeci içinde erzem bir faaliyet konusudur. Milyarlarca lira sarf ederek yaptığınız yatırımın, kapı görevlisinin bir küstahlığı ile yerle bir olabilecek kadar pamuk ipliğine bağlı olduğu unutulmamalıdır. Turizmde eğitim ortaokul düzeyinde başlamalıdır. Turizm liselerinin etkinlikleri ve sayısı turizm bölgeleri nazarı dikkate alınarak çoğaltılmalıdır. Yine bu liselerde müfredat şimdiki gibi kısıtlanmış değil, günün şartlarına uygun olarak ele alınmalıdır. 2009 yılında alınan bir karar ile turizm liselerinde ‘alkol servisi’ dersi kaldırılmış olmasını, ülkemize gelmiş olan bir Rus ya da Alman turiste anlatmamız çok zordur. Sektörde sertifika programları hayata geçirilmelidir. İşletmeci; işletme yeterliliği sertifikası almadan sektörde faaliyet gösterememelidir. Resepsiyon görevlisi ilgili sertifikayı almalı, servis personelinin eğitim ve sertifikası olmalıdır. Yurt dışında bir berber dükkanı açmak için bile mecbur tutulan sertifika zorunluluğu ülkemizde de hayata geçirilmelidir. Ülkemiz fiziki bina kalitesi yönünden Akdeniz çanağındaki bir çok ülkeye fark atmış olmasına karşın, iş personel ve hizmet kalitesine geldiğinde sınıfta kalmaktadır. Kalitesiz hizmet ile turizm planlaması yapmak mümkün değildir. TUYOB / Turizm Yöneticileri Birliği Başkanı Umut Çakırhan