Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
Uygulamamızı İndir

Ödüllü yönetmenler Antalya'da

Varsayılan Resim

Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin 54'üncüsü düzenlediği Uluslararası Antalya Film Festivali'ne katılan ödüllü yabancı yönetmenler soruları yanıtladı.
ULUSLARARASI Antalya Film Festivali, film gösterimlerinin yanı sıra yabancı yönetmenlerin söyleşileriyle devam ediyor. RixosDowntown Otel’de gazetecilerle bir araya gelen ve Redoubtable filminin Oscar ödüllü yönetmeni MichelHazanavicius, Antalya Film Festivali’nin film seçkileri ve organizasyonunun çok iyi olduğunu söyledi. Hazanavicius, ‘Festivalde çok fazla bulunma imkanım olmadı. Ancak film gösterimimiz güzel geçti. Festivaldeki insanlar çok sıcakkanlı, organizasyon çok iyi. Seçkileri de beğendim. İyi bir festival olduğunu düşünüyorum’ dedi.

‘MAYIS 68 DÖNEMİNİ SEVİYORUM’

MichelHazanavicius, Fransız Yeni Dalgası’nın en etkili isimlerinden olan yönetmen Jean-LucGodard ile genç oyuncu Anne Wiazemsky arasındaki ilişkiyi konu alan ve 1968 Mayıs olaylarını da içeren Le Redoutable filmini şu cümlelerle anlattı:’Mayıs 68 dönemini seviyorum. Kansız bir devrimdi, kimse ölmedi. Hayat dolu bir devrimdi. Üzücü bir şey olmadı. Statik bir dönemden hayat dolu yeni bir döneme geçildi. Devrimi gerçekleştiren gençlerle Godard da buraya farklı bir şekilde katıldı. Godard 40 yaşında zengin, burjuva sınıfındaydı. Çevresinden de uzaklaştı. Çünkü çevresindekiler de statik düzende yaşayan insanlardı. Gençlerin ve işçilerin yeni, açık bir topluma gitme isteği varken, onlarla aynı sınıfta olmayan Godard’ın da aynı isteği gerçekleştirebilmesi için bağlantılarından kurtulması gerekiyordu. Bunu yansıtmaya çalıştım.’

‘FESTİVALLERİ SIKICI BULUYORUM’

Hazanavicius’un ardından, 2010 yılında 47’nci Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde uluslararası kategoride ‘En İyi Yabancı Film Ödülü’ kazanan Bosna Hersekli DanisTanovic soruları yanıtladı. Türkiye’yi sevdiğini ve daha önce de ziyaretlerde bulunduğunu belirten Tanovic, festivale ise ilk kez katıldığını söyledi. Tanovic, ‘Festivalleri biraz sıkıcı buluyorum. Uzun süredir festivallere katılmıyordum. O kadar çok festival var ki hayatınızın tamamını festivallerde geçirmeniz mümkün. Basın toplantıları oluyor ve bunları sevmiyorum. Ama yine de festivallerin önemi var. Sinemaya gittiğiniz zaman, gösterilen filmlerin büyük çoğunluğu ABD yapımı filmler. Gerçek sinemayı piyasada bulamıyorum. Bunları sadece festivallerde görebiliyoruz. Bu yüzden festivalleri önemli buluyorum’ diye konuştu.

‘TİCARET OLARAK GÖRMÜYORUM’

Film yapımcılığını bir ticaret olarak görmediğini belirten Tanovic, sinemayı sanat olarak ele aldığını aktardı. Tanovic, ‘Ben hayat ve sorunlarla ilgili filmler çekmek istedim. Sinemayı bir iş olarak değil sanat olarak görüyorum’ dedi. Gelecekle ilgili konuşmanın çok zor olduğunu kaydeden DanisTanovic, siyaset ve teknoloji arasında bir savaş olduğunu ve teknolojinin bu savaşı kazandığını söyledi. Tanovic, ‘Teknolojinin bize ne getireceğini göremiyoruz. Benim hatırladığım, geleceği öngören hiçbir film yok. İleri de kesin yapacağımız şey ise kebaptır’ diyerek espri yaptı.

Haber Muhabiri: Merve Hatice USLU