Büro Emekçileri Sendikası (BES) Antalya Şube Başkanı Devrim Mol
Artık rutin hale gelen af kanunlarını hepimiz biliyoruz. 17.11.2020 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 9. Af kanunu olan 7256 sayılı Kanun uygulaması henüz devam ederken; 10. Af Paketi de 2 Haziran 2021 tarihi itibariyle TBMM Genel Kurulunda kabul edildi.
Verilere baktığımızda, ardı ardına çıkarılan kamu alacakları ile ilgili yapılandırma kanunlarının aslında murat edildiği gibi vergi ve prim gelirlerini arttırmadığı, aksine mükelleflerin borçlarını zamanında ödememe gibi bir alışkanlığa yol açtığı görülüyor. En büyük haksızlığa uğrayanlar da başta emekçiler olmak üzere vergisini zamanında ödeyen kesimler oluyor.
Büro Emekçileri Sendikası olarak, 17.11.2020 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 9. Af Kanunu sırasında, pandeminin kontrol altına alınamadığı ikinci dalga sürecinde insanları kalabalık ortamlarda bir araya getirmenin doğru olmadığını defalarca ifade etmemize, pandemide yapılandırma olmaz dememize, tüm uyarılarımıza rağmen hayata geçirildi.
Ülkemizde aşı uygulamasının başından itibaren de, tüm kamu emekçilerinin aşı kapsamına alınması gerektiğinin altını defalarca kalın kalın çizmemize rağmen, e-nabızda tanımlı kronik hastalığı bulunan personel dışında, aşı kapsamına da alınmadık.
Virüsün mutasyona uğradığı, bulaş hızının daha yüksek olduğu dönemde, uzun kuyrukların yanı sıra, yüzlerce kişilik kalabalıkların bir araya geldiği pandemiye elverişsiz, havasız binalarda çalıştırıldık. Yine bu dönemde, idarecilerin keyfi tutumlarından dolayı, bilimsel saiklerden uzak pratiklerle kısmen devam eden dönüşümlü çalışma uygulamaları da kaldırıldı. Yüzlerle ifade ettiğimiz kalabalığın, kontrolsüz ve kısıtlamasız şekilde kapalı binalara alınmaması gerektiğini, bu koşullarda bulaş riskinin çok arttığını, her bulaşın hastalığın, ölümün sorumluluğunun gerekli önlemleri almayan idarecilerde olduğunu belirtmemize, eylemler yapmamıza rağmen bazı kurum idarecileri uyarılarımıza kulak tıkamakta ısrar ettiler. Ve yapılandırma başvuru süreci devam ederken özellikle Maliye ve SGK birimlerimizde kontrol edilemez sayıda vakalar patlak verdi. O dönemde sadece Antalya’da tespit edebildiğimiz vaka 300’lü sayıları aştı. Türkiye’nin her yerinden gelen onlarca kamu emekçisi arkadaşımızın ölüm haberleri, işyerinden taşıdığı virüs sonucu ailelerinin, sevdiklerinin ölüm haberleri yüreklerimize ateş düşürdü. Kurumlarımızda vakalar da ölümler de halen devam ediyor.
Tekrar tekrar siyasi iktidarı ve kurum idarecilerini uyarıyor, alınmayan önlemlerden dolayı oluşan her bulaşın, hastalığın, ölümün sorumlusu olduğunuzu hatırlatıyoruz. İşkolumuzda salgına karşı önlemlerin bilimsel ve taleplerimizi kapsar şekilde başlatılmasının gerekliliğinin tekrar altını çiziyoruz. Öncelikle yapılandırma kanunlarının uygulayıcısı Maliye ve SGK Emekçilerinin derhal, tüm kamu ekmekçilerinin de en kısa sürede aşılanmasını talep ediyoruz.
Rutin hale gelen borç yapılandırmalarının ve kısa çalışma ödeneği başvurularının yoğunluğunun Maliye, SGK ve İŞ-KUR emekçilerine, yıllarca süren ilave iş yükü getirdiği ortadadır. Vergi ve sosyal güvenlik sisteminin çarpıklığının yükü Maliye, SGK ve İŞKUR emekçilerine yüklenemez. Bu çerçevede Maliye, SGK ve İŞ-KUR emekçilerinin ek ödemeleri arttırılarak ek ödemelerin emekli aylığına esas kazanca dahil edilmesini talep ediyoruz.